Ünlü şarkıcı ve aktrist ikinci kez obezite ameliyatı geçirdi!

Amerika’nın sevilen sanatçılarından Carnie Wilson ikinci kez obezite cerrahisi geçirdiğini duyurdu. Şarkıcı 12 yıl önce gastrik bypass olmuş ve yaklaşık 70 kilo vermişti. Daha sonra talk showunda yeni bedeniyle oldukça mutlu görünüyordu. Ne yazık ki, yıllar içinde kilosunun çoğunu geri aldı. Kilo geri alımından sonra bu yıl Ocak ayında ayarlanabilir gastrik band operasyonu geçirdi. Kimilerine tuhaf gelse de, bu iki ameliyat son derece farklı yollarla etki gösteren prosedürler.

Gastrik bypass küçük bir mide poşu oluşturulması ve bunun kalan mide ve bir kısım ince barsağı bypasslayarak daha ilerideki bir ince barsağa birleştirilmesi esasına dayanıyor. Ayarlanabilir mide bandı veya bizde daha fazla bilinen adıyla mide kelepçesi ise, obezite cerrahisi yöntemleri arasında en az invaziv, yani girişimsel kabul edileni. Sonradan doluluğu ayarlanabilen bir silikon band yardımıyla üstte küçük bir mide bölümü oluşturmayı amaçlıyor.

Aslına her iki ameliyatta da amaç aynı, daha küçük bir mide hacmi sayesinde daha kolay ve daha hızlı doyma hissi sağlamak, böylece gıda tüketimini azaltmak. Genel olarak gastrik bypass mide bandına göre çok daha yüksek kilo verdirici etkiye sahip.

Aslında sağlıklı beslenme alışkanlıkları ve yaşam stili değişiklikleriyle kilo verilmesi en doğru yöntem olsa da, belli bir eşiğin üzerinde bunu kalıcı olarak başarmak pek mümkün olmuyor. Bariatrik cerrahi bu değişimin alternatifi değil, ancak bunların başarılı olması için çok büyük bir destek sağlayan yardımcı bir yöntemdir. Her cerrahi yöntem gibi, kendine özgü riskler içerir ve bu nedenle faydaların riskleri geçtiği durumlarda uygundur.

Bu durumların başında Tip 2 diyabet varlığı gelir. Obez ve Tip 2 diyabetli hastaların % 80’den fazlası bypass ameliyatıyla diyabetlerinden kurtulabilirler. Bu düzelme sadece kilo kaybıyla bağlantılı değildir. Çoğu zaman kilo verilmesini beklemeden gerçekleşir. Metabolik cerrahi denilen bu tarz ameliyatlar vücudun insüline yanıt mekanizmasını düzeltirler. Diyabeti yenmek küçümsenecek bir başarı değildir, çünkü diyabet kalp hastalıkları, körlük ve ekstremite kayıplarına gidebilen doku beslenme problemlerine yol açabilen ağır bir metabolik bozukluktur.

Onun dışında, uzun sürelerle kilo verme çabaları başarısız olmuşsa ve egzersiz yapma yeteneği kısıtlanıyorsa cerrahi iyi bir çözümdür. Özellikle 50 yaş ve üzerinde hareket yeteneğinin de kısıtlandığı eklem sorunları yaşayan hastalarda yaşam tarzını değiştirerek ve egzersiz yaparak kilo vermek pek mümkün olmayabilir.

Diyabet dışında hipertansiyon, uyku apnesi gibi kilonuza bağlı sağlık sorunları yaşıyorsanız, ya da güçlü bir diyabet aile öykünüz varsa cerrahiyi düşünmelisiniz.

Ancak, cerrahiyi sihirli bir değnek gibi görüyorsanız, kolay ve hızlı bir çözüm olduğunu düşünüyorsanız ve kilo vermek için yeterli sayıda denemeniz olmadıysa cerrahiden uzak durmalısınız. Obezite cerrahisinden sonra geri kilo almak teknik bir sorun yoksa tamamen beslenme alışkanlıklarıyla ilişkilidir.

Ameliyatı kolay bir çözüm gibi gören hastaların yaşam tarzı ve yeme alışkanlıklarını değiştirmemekte ısrar etmesi geri kilo alımını neredeyse kesinleştirir. Diyetlerle genelde verilen kilolar haftalar veya en fazla aylar içerisinde geri alınır. Cerrahiyle en azından 18-24 ay kilo geri alımı başlamayacaktır. Ancak ameliyat sonrası mucizevi şekilde ideal kilosuna inen hasta beslenme kurallarını ve egzersizi gevşettiği anda geri kilo alımına adaydır.

Obezite cerrahisinden sonra yaşanabilecek darlık, reflü vb bazı problemlerin çözümü ya da kilo geri alımının önlenmesi için uygulanan ikinci cerrahi işlemlere revizyon ameliyatları denir. Unutmayın ki revizyon ameliyatları her zaman ilk ameliyatlardan daha güçtür, çok daha büyük uzmanlık ve deneyim ister. Bu nedenle, öğrenim eğrisinin başlarında olan bir çok cerrah primer obezite cerrahisi yaparken, revizyonlara girmek istemez. Aslında bu son derece doğru ve etik bir karardır. O nedenle, bir obezite ameliyatından sonra yeterli kilo veremeyen veya kilo geri alımı yaşayan hasta, ikincil ameliyatı yapmak istemeyen cerrahını zorlamamalı, deneyimli bir cerrah ve merkez araştırmalıdır.

Sonuç olarak; obezite cerrahisine karar vermek son derece kişisel bir seçimdir. En doğru kararı vermek için bolca araştırın, okuyun. Deneyimli cerrah ve merkezlerden randevu alarak onlarla seçeneklerinizi tartışın. Ameliyat geçirmiş diğer hastalarla iletişim kurun. Cerrahinin kendine özgü risk ve kazanımları olduğunu, ancak başarının sonuçta yaşam tarzı değişimine tam olarak uymakla kazanılacağını hiç unutmayın.

Yazar: Op Dr Murat Üstün

Dr. Murat Üstün is the Lead Bariatric Surgeon at IBC - Istanbul Bariatric Center. Dr Murat Üstün has made a commitment to every patient's well-being and safety, a goal that is also pursued by our staff and medical professionals that are at your service, this is part of the excellence equation. Dr Murat Üstün and the Istanbul Bariatric Center team perform medical procedures, including gastric bypass, sleeve gastrectomy, adjustable gastric band, and biliopancreatic diversion with duodenal switch. While performed differently, all of these procedures help patients lose weight by limiting how much food the stomach can hold as well as the patient’s absorption of nutrients. Surgeries are performed at a JCI accredited Hospital. The Joint Commission International works to improve safety at health care facilities domestically and globally. Accreditation ensures facilities are up to date, physicians are board-certified, plans for follow-up care are in place, risks of traveling after surgery are outlined, and more.

Tüm Yazıları →