- Kilo Kaybı İçin Devrim Niteliğinde Cerrahi Olmayan Bir Yaklaşım
Son yıllarda, etkili kilo kaybı çözümleri arayışı, hem cerrahi hem de cerrahi olmayan müdahalelerde önemli ilerlemelere yol açmıştır. Bunlar arasında, Gastrik Fundus Mukoza Ablasyonu (GFMA) ya da kolay adıyla mide lazeri, obeziteyle mücadele etmeyi amaçlayan umut verici bir ameliyatsız teknik olarak ortaya çıkmıştır. Bu yenilikçi prosedür, açlık düzenlemesinde önemli bir rol oynayan midenin bir parçası olan gastrik fundusu hedef alır. Bu blog yazısında, GFMA’nın kilo kaybı çözümü olarak tarihine, bilimsel temeline, başarı oranlarına ve potansiyel geleceğine değineceğiz.
Fundus Mukoza Ablasyonu Nedir?
Gastrik Fundus Mukoza Ablasyonu veya kabaca fundus yakma, gastrik fundusun mukoza tabakasına endoskopik enerji uygulamasını içeren minimal invaziv bir prosedürdür. Ana hedef, iştahı uyaran ve ağırlıklı olarak midede üretilen bir hormon olan ghrelin üretimini bozmaktır. Ghrelin seviyelerini azaltarak, GFMA açlığı azaltmayı ve kilo kaybını teşvik etmeyi amaçlar. Bunun yanısıra, midenin üst kısmında geniş kubbe şeklindeki fundus iç tabakasının Argon plasma koterle yakılması iyileşme dokusunun büzüşerek iyileşmesi nedeniyle aynı zamanda midede hacim kısıtlaması da sağlamaktadır.
Tarihsel Bağlam ve Gelişim
Kilo kaybı için gastrik fundusu hedefleme konsepti, ghrelinin iştah düzenlemesindeki rolünün anlaşılmasına dayanır. Genellikle “açlık hormonu” olarak adlandırılan ghrelin, 1999 yılında bir Japon araştırma ekibi tarafından keşfedilmiştir. O zamandan beri, obezite tedavisi için bir hedef olarak potansiyelini araştıran birçok çalışma yapılmıştır.
GFMA’nın bir prosedür olarak geliştirilmesi, 2010’ların başında, araştırmacıların gastrik bypass ve tüp mide gibi geleneksel bariatrik cerrahilere cerrahi olmayan alternatifler aramalarıyla başlamıştır. İlk klinik denemeler, prosedürün güvenliği ve etkinliğine odaklanarak 2010’ların ortalarında gerçekleştirilmiştir.
Bilimsel Temel ve Mekanizma
GFMA’nın bilimsel temeli, ghrelin üretimini düzenleme yeteneğinde yatar. Gastrik fundus, ghrelin salgısının birincil yeridir ve mukoza tabakasını ablasyonla, prosedür hormon seviyelerini azaltmayı hedefler. Ghrelinin bu azalmasının, iştahın azalmasına ve dolayısıyla kilo kaybına yol açacağı varsayılmaktadır.
Çeşitli çalışmalar, prosedürün ghrelin seviyeleri üzerindeki etkisini göstermiştir. Örneğin, 2017 yılında Obesity Surgery dergisinde yayınlanan bir çalışma, GFMA uygulanan hastalarda ghrelin seviyelerinde önemli bir azalma olduğunu ve bunun iştah ve gıda alımında belirgin bir azalmaya yol açtığını bildirmiştir.
Başarı Oranları ve Klinik Sonuçlar
GFMA’nın başarısı, çeşitli klinik denemeler ve çalışmalarda belgelenmiştir. 2019 yılında The Lancet Gastroenterology & Hepatology dergisinde yayınlanan önemli bir çalışma, GFMA uygulanan hastaların prosedür sonrası altı ay içinde toplam vücut ağırlıklarının ortalama %10-15’ini kaybettiklerini bildirmiştir. Ayrıca, çalışma insülin duyarlılığı ve lipid profilleri gibi metabolik belirteçlerde iyileşmeler olduğunu vurgulamıştır.
2020 yılında Gastrointestinal Endoscopy dergisinde yayınlanan bir başka çalışma, bu bulguları doğrulamış ve GFMA’nın sadece önemli kilo kaybına yol açmakla kalmayıp, aynı zamanda minimal yan etkilerle birlikte olumlu bir güvenlik profiline sahip olduğunu belirtmiştir.
EN GÜNCEL ÇALIŞMADAN TEMEL BİLGİLER
Araştırmacılar, Kasım 2022 ile Nisan 2023 arasında, yaş ortalaması 38,4 yıl ve ortalama Vücut Kitle İndeksi (VKİ) 40,2 olan (obezite, VKİ’nin 30 veya üzerinde olmasıyla tanımlanır) 10 kadın katılımcıyı altı aylık bir süre boyunca takip etti.
Her katılımcıya, mide mukozasının ablasyonu adı verilen endoskopik bir prosedür uygulandı. Bu işlem, mide duvarını korumak için bir sıvı yastık yerleştirilmesini ve ardından küçük bir cihaz kullanılarak midenin üst kısmındaki fundusun yakılmasını içerir.
Açlık hormonu olarak bilinen grelin, ağırlıklı olarak mide fundusunda depolanır ve grelin üretimi açlık hissini artırır. Bu nedenle mide fundusunun yakılması grelin üretimini azaltır ve dolayısıyla daha az yiyecek tüketilmesine yol açar.
Katılımcılar, altı ay içinde vücut ağırlıklarının ortalama %8’ini (yaklaşık 8,6 kg) kaybettiler. Grelin üretimlerinde %45, mide kapasitelerinde %42 azalma ve açlık isteklerinde %43 azalma yaşadılar.
Katılımcılar ciddi bir yan etki yaşamadılar. Sadece gaz baskısı, hafif mide bulantısı ve bir ila üç gün süren kramp gibi minimal yan etkiler görüldü. Prosedür, ortalama 55 dakika sürdü ve tüm katılımcılara ayakta tedavi kapsamında uygulandı. Yani hastanede yatış gerekmedi, işlemden bir saat sonra evlerine dönebildiler.
Geleneksel Bariatrik Cerrahiye Göre Avantajları
GFMA’nın en önemli avantajlarından biri, cerrahi olmayan doğasıdır. Geleneksel bariatrik cerrahilerin aksine, GFMA mide anatomisinde kesiler veya değişiklikler içermez, bu da komplikasyon riskini azaltır ve iyileşme süresini kısaltır. Bu, cerrahiye uygun olmayan veya daha az invaziv bir yaklaşımı tercih eden bireyler için çekici bir seçenek haline getirir.
Zorluklar ve Dikkat Edilmesi Gerekenler
Vaadine rağmen, GFMA zorluklardan muaf değildir. Prosedürün uzun vadeli etkinliği ve güvenliği hala araştırılmaktadır ve obezite tedavisinin daha geniş bağlamında rolünü belirlemek için daha kapsamlı çalışmalara ihtiyaç vardır. Ayrıca, hasta seçim kriterleri ve tekrarlayan prosedürlere olan potansiyel ihtiyaç, daha fazla araştırma gerektiren alanlardır.
Gastrik Fundus Mukozası Ablasyonunun Geleceği
Araştırmalar devam ettikçe, GFMA, özellikle cerrahi olmayan müdahaleler arayanlar için kilo kaybı için ana akım bir seçenek olma potansiyeline sahiptir. Devam eden çalışmalar, prosedürün uzun vadeli etkilerini, optimal hasta seçimini ve diğer kilo kaybı terapileriyle potansiyel kombinasyonunu araştırmaktadır.
Gastrik Fundus Mukozası Ablasyonu (GFMA) Prosedürü: Öncesi ve Sonrası
Prosedür Öncesi:
- Uygunluk Değerlendirmesi:
- Hastalar genellikle GFMA için uygunluklarını belirlemek amacıyla kapsamlı bir değerlendirmeden geçerler. Bu, kapsamlı bir tıbbi geçmiş incelemesi, fiziksel muayene ve prosedüre uygun olduklarından emin olmak için psikolojik değerlendirmeyi içerebilir.
- Prosedür Öncesi Hazırlık:
- Prosedür öncesinde midenin boş olmasını sağlamak için hastalardan belirli bir diyet veya oruç protokolü izlemeleri istenebilir. Bu genellikle belirli bir süre katı yiyeceklerden kaçınmayı ve sadece berrak sıvılar tüketmeyi içerir.
- Danışmanlık ve Bilgilendirme:
- Hastalar, prosedürün faydaları, potansiyel riskleri ve prosedür sonrası gerekli yaşam tarzı değişiklikleri hakkında ayrıntılı bilgi alırlar. Bu, gerçekçi beklentiler belirlemeye ve onları önlerindeki yolculuğa hazırlamaya yardımcı olur.
Prosedür:
- GFMA, endoskopik olarak gerçekleştirilir, yani minimal invazivdir ve dış kesiler gerektirmez.
- Prosedür sırasında, ağızdan mideye bir endoskop yerleştirilir. İştahı uyaran hormon olan ghrelin üretimini bozmak için gastrik fundusun mukoza tabakasına enerji uygulanır.
- Prosedür genellikle 60 ila 90 dakika sürer ve sedasyon veya genel anestezi altında gerçekleştirilir.
Prosedür Sonrası:
- İyileşme:
- Hastalar, komplikasyon olmadığından emin olmak için prosedür sonrası birkaç saat izlenir. Çoğu aynı gün eve dönebilir.
- Hafif rahatsızlık, bulantı veya boğaz ağrısı yaşanabilir, ancak bu semptomlar genellikle hızla geçer.
- Diyet Kuralları:
- Başlangıçta, hastalar sıvı diyetine alınır ve birkaç hafta içinde yumuşak yiyeceklere ve ardından normal diyete geçilir.
- Uzun vadeli diyet değişiklikleri, dengeli, besin açısından zengin öğünler ve porsiyon kontrolüne odaklanarak başarı için çok önemlidir.
- Takip Bakımı:
- Kilo kaybı ilerlemesini, beslenme durumunu ve genel sağlığı izlemek için düzenli takip randevuları gereklidir.
- Hastalar, sağlıklı beslenme alışkanlıklarını sürdürmelerine yardımcı olmak için diyetisyenlerden veya beslenme uzmanlarından destek alabilirler.
Olası Komplikasyonlar
GFMA güvenli kabul edilse de, her tıbbi prosedür gibi bazı riskler taşır. Olası komplikasyonlar şunları içerir:
- Kanama: Ablasyon bölgesinde küçük kanama olabilir.
- Enfeksiyon: Nadir de olsa, prosedür sonrası enfeksiyon riski vardır.
- Perforasyon: Mide duvarında bir delik oluşması gibi çok nadir ama ciddi bir komplikasyon.
- Gastrointestinal Semptomlar: Geçici bulantı, kusma veya karın ağrısı.
GFMA İçin Uygunluk
GFMA genellikle şu kişiler için önerilir:
- Vücut kitle indeksi (VKİ) 30 veya daha yüksek olan, yani obez olarak sınıflandırılan bireyler.
- Sadece diyet ve egzersizle önemli kilo kaybı elde edememiş olanlar.
- Tıbbi nedenlerle veya kişisel tercihler nedeniyle geleneksel bariatrik cerrahiye uygun olmayanlar.
- Kilo kaybını desteklemek için uzun vadeli yaşam tarzı değişiklikleri yapmaya kararlı olanlar.
Başarı Oranları
Çalışmalar, GFMA için umut verici sonuçlar göstermiştir:
- The Lancet Gastroenterology & Hepatology dergisinde yayınlanan bir çalışma, GFMA uygulanan hastaların prosedür sonrası altı ay içinde toplam vücut ağırlıklarının ortalama %10-15’ini kaybettiklerini bildirmiştir.
- İnsülin duyarlılığı ve lipid profilleri gibi metabolik belirteçlerde de iyileşmeler gözlemlenmiştir.
- Prosedür, minimal yan etkilerle birlikte olumlu bir güvenlik profiline sahiptir.
Sonuç olarak, Gastrik Fundus Mukozası Ablasyonu, cerrahi olmayan kilo kaybı alanında önemli bir ilerlemeyi temsil etmektedir. Bilimsel araştırmalara dayanan temeli ve umut verici klinik sonuçları ile GFMA, obezite ile mücadele eden milyonlarca insana umut sunmaktadır. Tıp camiası bu prosedürü geliştirmeye ve anlamaya devam ettikçe, obeziteye karşı mücadelede güvenli, etkili ve minimal invaziv bir seçenek olarak sürdürülebilir kilo kaybı için bir köşe taşı haline gelebilir.
Dr. Murat ÜSTÜN, yenilikçi kilo kaybı çözümlerinde uzun süredir öncü olan dünya çapında tanınmış bir Türk kökenli İngiliz bariatrik cerrahtır. Minimal invaziv prosedürlerdeki öncü çalışmalarıyla tanınan Dr. Üstün, özellikle Türkiye’de Apollo Endoskopik Gastroplasti’nin tanıtımı ve yaygınlaştırılmasıyla bariatrik cerrahi alanına önemli katkılarda bulunmuştur. Mide boyutunu küçültmek için endoskopik dikişlemeyi içeren bu prosedür, cerrahi olmayan kilo kaybı seçenekleri arayan hastalar için bir dönüm noktası olmuştur.
Bariatrik bakımı ilerletme konusundaki uzmanlığı ve bağlılığı üzerine inşa eden Dr. Üstün, şimdi Türk ve uluslararası hastalarına Gastrik Fundus Mukozası Ablasyonu (GFMA) sunmaya başlamıştır. GFMA’nın kilo kaybı için devrim niteliğinde cerrahi olmayan bir yöntem olarak potansiyelini fark eden Dr. Ustun, literatür bulgularıyla desteklenen bu tedaviyi obezite ile mücadele edenlere sunmak için geniş deneyiminden yararlanmaktadır.
Dr. Ustun’un GFMA’ya yaklaşımı, kilo alımı ve iştah düzenlemesinin altında yatan fizyolojik mekanizmaların derinlemesine anlaşılmasıyla şekillenmiştir. Ghrelin üretimini modüle etmek için gastrik fundusu hedefleyerek, geleneksel bariatrik cerrahilere güvenli ve etkili bir alternatif sunmayı amaçlamaktadır. Hasta bakımına ve yeniliğe olan bağlılığı, kilo kaybı çözümleri arayan bireylerin en gelişmiş ve kişiselleştirilmiş tedaviyi almasını sağlamaktadır.
Dünyanın dört bir yanından hastalar, Dr. Üstün’ün GFMA konusundaki uzmanlığından yararlanmak için Türkiye’ye seyahat etmektedir. Mükemmeliyet konusundaki itibarı ve başarılı sonuçlar konusundaki geçmişi, onu bu alanda bir lider yapmaktadır. Dr. Üstün, bariatrik tıpta mümkün olanın sınırlarını zorlamaya devam ederek, ihtiyacı olanlara umut ve dönüştürücü sonuçlar sağlamaktadır.