chatsimple

Tüp Mide Ameliyatı Hakkında Sıkça Sorulan Sorular

İçindekiler

Tüp mide ameliyatı veya daha bilinen adıyla mide küçültme ameliyatı, günümüzde obezite cerrahisinin en çok uygulanan ameliyatıdır. Bunun nedeni ameliyatın teknik olarak nispeten basit olması, kısıtlayıcı etkisinin yanısıra metabolik etkisinin de bulunmasıdır. Bu yazıda tüp mide ameliyatı ve mide küçültme ameliyatı aynı anlamda kullanılmıştır.

Tüp mide ameliyatının prosedürleri, güncel fiyatları ile ilgili daha fazla fazla bilgi edinmek istiyorsanız burayı tıklayınız.

Tüp Mide Ameliyatı Nedir?

Tüp mide ameliyatı (İng: sleeve gastrectomy) teknik olarak midenin depo görevi gören geniş kısmının çıkarılması işlemidir. Böylece normalde 1.5-2 lt hacmi olan mide kabaca 30-150 ml hacminde (kabaca irice bir muz) ince bir tübe dönüştürülmesinden ibarettir. Mide kelepçesi ameliyatında olduğu gibi, batın içerisine yabancı bir cisim yerleştirilmesi söz konusu değildir. Amaç bir seferde yenebilecek gıda miktarını azaltmaktır, ancak sindirim sisteminin doğal akışına emilimi azaltacak şekilde herhangi bir müdahale yapılmamaktadır.

Tüm mide ameliyatı açıklayıcı çizim
Görsel Levent Efe tarafından İstanbul Bariatric Center için özel üretilmiştir ve patentlidir.

Bir zamanlar gastrik bypass ameliyatının altın standart kabul edildiği ABD’de bile, 2011’lerin sonunda %24 olan mide küçültme ameliyatı olma oranı günümüzde %60’ı geçmiştir. Bu süreçte gastrik bypass %62’den %37’ye, mide bandı ise %7.5’den % 0.8’e düşmüştür.

Tüp mide ameliyatının başlıca avantajları sindirim sisteminin doğal akışını değiştirmemesi, böylece daha az vitamin ve mineral eksikliğine yol açması, Dumping sendromunun görülmemesi, mide bandına göre çok daha az reflü yakınmasına yol açması ve vücuda yabancı bir cisim yerleştirilmemesi iken; en önemli dezavantajları ise relatif olarak uzun bir stapler, yani kesi hattı içerdiğinden stapler hattından kanama ve kaçak riski ile, bandın aksine geri dönüşsüz bir metod olmasıdır.

Tüp mide ameliyatının geri dönüşsüz olması başta negatif bir durummuş gibi görünmekle birlikte, erken dönemdeki cerrahi risklerin atlatılmasından sonra tüp mide ameliyatının hastanın günlük hayatına etkisi kesinlikle kabul edilebilir düzeylerde olmaktadır.

Tekniğe uygun yapılan tüp mide ameliyatlarından sonra, hastanın da beslenme kurallarına uyumu iyiyse bulantı, kusma, ağrı gibi yakınmalar son derece nadirdir. Açıkçası, mide küçültme ameliyatlarında, ameliyattan sonra yaşam konforunu etkileyebilecek tek belirgin etki reflüdür. Ameliyattan sonraki ilk 1 yılda neredeyse 5 hastadan biri reflü yaşarken, 3 yıl sonra bu oran % 3’e kadar düşmektedir.

Mide küçültme ameliyatı tehlikeli midir? Riskler nelerdir?

Ameliyat sonrası komplikasyonların riski %3-5 arasındadır. Bunlar enfeksiyon, pnömoni ve kanamadır. Aşırı kilolu hastalar operatif komplikasyonlar açısından daha fazla risk altındadır. Literatüre göre ölüm riski % 0.3’ün altındadır. Mide küçültme operasyonu restriktif ameliyatların genel dezavantajlarına sahiptir. Katı gıdaların geçişini engellerken, sıvı gıdalarda etkisizdir. Kalan mide zorlandıkça genişleme ve daha büyük öğünlere izin verme potansiyeline sahiptir. Ayrıca burada band gibi kısıtlayıcı bir aparat ta yoktur. Belki de bu nedenlerle, sadece süper-obez hastaların iki basamaklı diversiyon ameliyatlarının ilk aşaması olarak seçilmesi daha doğrudur.

Ameliyat Sonrası Son Derece Konforlu

Dahası, hastaların bedeninin tüp mideye alışma süreci mide bandı ve bypasstan daha iyi olmaktadır. Mide küçültme ameliyatının yan etkileri gastrik bypass ve daha büyük ameliyatlara göre daha azdır. SOS İsveç çalışması gibi yöntemleri karşılaştıran bazı uzun dönemli çalışmalarda, ortalama kilo kaybının gastrik bypass ile eşdeğer olduğu, mide bandından ise çok daha iyi olduğu gösterilmiştir. Duodenal switch hastaları ise tüm prosedürlerden daha fazla kilo verirler. Genel toplamda kısa dönemli riskler açısından tüp mide gastrik bypassa eşit, mide bandından yüksek, duodenal switchden ise düşük riske sahiptir. Uzun dönem riskler açıısından tüm diğer yöntemlerden daha düşük riske sahiptir. Açlık hissi mide bandı (halk arasında mide kelepçesi) ve gastrik bypass ameliyatından daha düşüktür.

Tip 2 diyabetin düzelmesi konusunda mide küçültme ameliyatının etkinliği gastrik bypassa yakın veya eşittir. Ancak uzun vadede diyabetin tekrar ortaya çıkabildiğini gösteren çalışmalar mevcuttur. Ameliyat süresi açısından mide küçültme ameliyatı bypasstan çok daha avantajlıdır. Yaşam kalitesi açısından her iki operasyon da benzer etkilere sahiptir.

Tüp Mide Ameliyatı Nasıl Etki Gösterir?

İşlem sırasında midenin yaklaşık % 85’i çıkarılır ve ancak başparmağınız kalınlığında ince bir tüp şeklinde bir mide bırakılır. Böylece yenebilecek gıda miktarı ciddi şekilde azaltılmış olur ve daha erken doyma hissi sağlanır. Bu, ameliyatın kısıtlayıcı etkisidir.

Ancak tüp mide ameliyatı sadece kısıtlayıcı bir ameliyat olmayıp, aynı zamanda hormonal ve metabolik etkili bir ameliyattır. Midenin çıkarılan parçası, açlığı tetikleyen Ghrelin hormonunu üreten bölümdür. Bu bölümün çıkarılması iştahı uyaran hormonun kandaki miktarını azaltır ve genellikle iştahın baskılanmasına neden olur.

Sindirim sisteminin doğal akışına müdahale edilmediğinden, tüp mide ameliyatından sonra sindirim ve emilim normal şekilde devam eder. Bu nedenle, emilime müdahale eden ameliyatlardakine göre çok daha az vitamin ve mineral eksikliği riski vardır.

Göbek Çevresi

Tüp Mide Ameliyatından Sonra Ne Kadar Kilo Verilir?

Obezite başlarda sanıldığı gibi, sadece alınan kalori-harcanan kalori arasındaki dengesizlikten ibaret değildir. Obezite aşamasına gelen kişilerin sadece kalori eksiltmekle kilo verememesinin altında birçok hormonal mekanizma yatmaktadır.

Mide küçültme ameliyatı ameliyatı bu mekanizmaları resetleyerek, obeziteye karşı savaşınızda çok güçlü bir silah sağlayacak bir ameliyattır. Ancak tüm diğer obezite ameliyatlarındaki gibi, tek başına etkili olamaz. Sağlıklı bir beslenme sistemi ve egzersizle desteklendiğinde ameliyattan sonraki bir yıl içerisinde fazla kilonuzun % 60-80’ini vermeniz sağlanabilir. Elbette kurallara uyulmadığında ve eski kötü alışkanlıklara dönüldüğünde yeterince kilo verememe, hatta tekrar kilo alma riski de vardır.

Mide Küçültme Ameliyatı Nasıl Yapılır?

Tüp mide ameliyatı laparoskopik yöntemle, yani karna 4 ya da 5 adet küçük kesi yapılarak gerçekleştirilir. Ameliyat ortalama 30-45 dakika sürer. Elbette bu daha önce geçirilmiş ameliyatlar veya anatomi ile de ilgilidir. Genelde hastanede yatış süresi 2 veya 3 gündür.

Ameliyattan Sonra Çok Ağrı Olur mu?

Bütün cerrahi işlemler belli oranda ağrı içerir. Ancak laparoskopik işlemlerde ağrı minimaldir. Aslında trokar giriş yerleri dışında çok fazla ağrı hissedilmez. Merkezimizde kesiler de uzun etkili ağrı kesicilerle uyuşturulduğundan ve ağrı pompası adı verilen ve hastanın istemine bağlı ekstra doz ağrı kesici veren cihazın kullanımı rutin olduğundan hastalarımız genelde çok az ağrı hissetmekte veya hissetmemektedir. İkinci günden itibaren birçok hastamız rutin ağrı kesici dozlarını bile istememektedir.

Tüp Mide Ameliyatından Sonra Takip Süreci Nasıldır?

Obezite cerrahisinin tüm diğer metodlarında da olduğu gibi, tüp mide ameliyatlarında da başarı doğrudan doğruya ameliyat sonrası kontrol ve izlemlerin sıkı şekilde yapılmasıyla artmaktadır. Bu nedenle, öncelikle ameliyattan ortalama 7-10 gün sonra ilk vizitiniz yapılacaktır. Bu ilk vizitte ameliyatın erken komplikasyonlarının ipuçları araştırılacak ve ameliyat sonrası beslenme ve diğer yaşam fonksiyonlarının normal seyredip seyretmediği belirlenecektir. Beslenme uzmanımız sizi ameliyat öncesinde, ameliyatın ilk günlerinde, ondan sonra da sıvıdan püreye geçişinizin gerçekleşeceği 15. Günle, katı gıdaya geçeceğiniz 1. Ayda görecektir.

Ameliyat Sonrası Düzenli Takip Şart!

Rutin kontrolleriniz 1-3-6-12-18-24. Aylarınızda gerçekleştirilecektir. Bu kontrollerde başta şeker, insülin, karaciğer enzimleri, böbrek fonksiyon testleri, vitamin ve mineral düzeyleri kan tahlilleriyle kontrol edilecektir. Bunlarda herhangi bir eksiklik saptanırsa özel destek tedavileri belirlenecektir. Aynı zamanda beslenme uzmanımız tarafından vücut kompozisyonunuz izlenecek ve kas kaybı yaşamadan kilo kaybınızın gerçekleştiği teyid edilecektir.

Bunun yanısıra, eğer kontrolsüz diyabet gibi ağır metabolik tablo ile ameliyat olduysanız endokrinoloji uzmanımız kendi belirleyeceği sıklıklarla sizi görmek isteyecektir. Ameliyat öncesinde bir psikoterapi programı yapıldıysa, ameliyattan sonra da bunun devamı istenecektir. Şehir dışı ve yurtdışında yaşayan hastalarımız herşey yolunda olduğu sürece rutin tetkiklerini yaptırıp bize göndererek takiplerini sağlayabilirler. Ekibimizle birebir iletişim ise Skype ile video konferans ve telefon-mail aracılığı ile sürdürülebilecektir.

Mide Küçültme Ameliyatı Benim İçin Uygun mudur?

Eğer Dünya Obezite ve Metabolizma Cerrahisi Derneği (IFSO) kriterlerine göre ameliyat sınırına giren bir kilo probleminiz varsa, halihazırda bypass ve diğer yöntemlerde sorun yaratacak vitamin-mineral eksiklikleriniz varsa, prednisolon veya antiinflamatuar ilaç kullanımı gerektiren ve bypass ameliyatlarında sorun yaratacak rahatsızlıklarınız varsa, Chron hastalığınız veya geçirilmiş ağır karın ameliyatı öykünüz varsa, uzun sürecek bir ameliyatın sorun yaratacağı kalp ya da akciğer sorunlarınız varsa, süpermorbid obez sınırındaysanız tüp mide ameliyatı sizin için kesinlikle ilk seçenek olarak uygun olacaktır. Sleeve gastrektominin uygulanabildiği yaş aralıkları 12-79 yaştır.

Hangi Durumlarda Tüp Mide Ameliyatı Benim İçin Uygun Olmayabilir?

Tip 2 diyabetiniz, özellikle de insülin kullanımını gerektirecek ağırlıkta, varsa, 50 ve üzerinde BMI değerinde iseniz, ciddi reflü yakınmanız varsa bypass sizin için daha iyi bir seçenek olabilir. Süper morbid obez grubu için sleeve in ilk basamak olarak uygulanabileceğini, esas ameliyatın belli miktarda zayıflama sağlandıktan sonra yapılmasının da iyi bir seçenek olabileceğini tekrar hatırlatalım. Sleeve ameliyatından sonra hastaların % 20’sinde reflü yakınmaları arttığından, reflüsü olan hastalarda sleeve kararı alırken çok dikkatli olunmalıdır. Barett özofagus denen, kronik reflüyle ilişkili durum ise sleeve gastrektomi için kesin kontrendikasyondur. Yani Barett özofaguslu hastalara kesinlikle tüp mide ameliyatı yapılmamalı, bypass tercih edilmelidir.

Fiyatlar

Fiyatlar ile ilgili bilgi edinmek için bu sayfamızı ziyaret ediniz.

Tüp Mide Mekanizması

Mide Küçültme Ameliyatı Sonrası Dikkat Edilmesi Gerekenler

Tüp Mide Ameliyatından Sonraki Süreçler

Erken Ameliyat Sonrası Dönem

Ayılma Odası:
Ameliyat bittikten sonra hastalar önce ayılma odasına alınırlar. Burada anestezinin etkilerini atana kadar yakından takip edilirler. Genellikle diğer hastaların mahremiyetleri gereğince hasta yakınları bu ünitelere alınmazlar. Hasta yakınları ameliyat süresi olarak hastanın ameliyata girdiği ve çıktığı saatler arasını hesaplayarak gereksiz yere paniklememelidir. Çünkü ameliyat öncesinde ve sonrasında en az ameliyat kadar zaman alan aşamalar vardır.

Hasta Odasına Transfer:

Derlenme sürecini takiben hasta kattaki yatağına veya yoğun bakım ünitesine alınır. Bu aşamada hasta artık tamamen ayılmış durumdadır. Hasta yatağının baş kısmı 30 derece yükseltilmiş olmalıdır. Hasta yakınları, kat hemşiresi tarafından teslim işlemleri tamamlandıktan sonra hastalarını ziyaret edebilirler. Bu aşamada ağrı kesiciler ve diğer tedavilerle ilgili bilgiler kat hemşireniz tarafından verilecektir.

Ameliyattan Sonraki İlk 4 Saat:
Kat hemşiresi ve refakatçinin de desteği ile hasta oda içinde ve koridorda en az 20 adımdan oluşan küçük gezintiler için kaldırılır. Bu özellikle bacaklardaki toplardamarlarda oluşabilecek pıhtıları engellemek için önemlidir. Hastanın ameliyat sonrası dönemde kendisi için yapacağı en önemli şeylerden biridir. Yürüyüşten sonra hastanın ağızdan düşük kalorili sıvılar almasına izin verilir. Başlangıçta bu genellikle yudum yudum sudur. Bununla birlikte etsuyu veya kalorisiz-gazsız içecekler de önerilebilir.

İlk Gece:
Gastrik sleeve operasyonu geçiren hastalar ilk gece hastanede kalmalı ve yakından izlenmelidir. Kan verilmesini gerektirecek ciddiyette kanama çok nadir olsa da, genellikle ilk 12 saatte olur. Kanama bulguları olmasa bile, hızlı kalp atımı ve tansiyon düşüşü gibi kanama ipuçları izlenmelidir. Kanama düşündürecek belirti yoksa, hastaya 24 saatte bir kan sulandırıcı iğne yapılabilir. Bu arada düzenli aralıklarla düşük kalorili sıvı öğünler almaya devam eder. Sıvıları, yürüyüşü tolere eden ve vital bulguları stabil seyreden hastalar 24 saat içinde hastaneden taburcu edilebilirler.

Tüp mide ameliyatı sonrası beslenme

Evde İlk Hafta

İlaçlar:
Hastaneden döndükten sonra tüm önerilen ilaçlar, belirtildiği aralıklarla alınmalıdır. İlk hafta tabletlerin ezilmesi ve kapsüllerin açılarak alınması gerekir. İlaçlar mutlaka yudum yudum suyla alınmalıdır. Ameliyattan 1 hafta sonra tüm önceki ilaçlar bırakılabilir. Kolesterol ilaçları, daha önce kullanılan ağrı kesiciler, kas gevşeticiler, özel vitaminler buna dahildir. Aspirin, plavix veya kumadin gibi zorunlu kan sulandırıcı ilaçlar ameliyattan 48 saat sonra başlanmalıdır. Kanamayla ilgili herhangi bir bulgu görüldüğünde bunlar derhal kesilmeli ve hasta acilen doktorunu aramalıdır. Diabet ilaçları yarım doza indirilebilir. İnsülin kullanan hastalarda ise kan şekeri düzeyleri 6 saatte bir kontrol edilmelidir. Eğer diyabet ilacı kullanıyorsanız 2-3 hafta içinde ilaç dozlarınızı ayarlamak üzere doktorunuzla görüşmelisiniz.

Aktiviteler:
Hastalar yürüyüş, banyo yapma gibi günlük aktivitelerini kendi başlarına gerçekleştirebilirler. Herhangi bir özel yardım gerekmez. Hasta sürekli yatakta kalmamalı, yürüyüş ve hafif egzersizler için cesaretlendirilmelidir. Fazla kilo kaldırma gibi zorlayıcı aktivitelere izin verilmemelidir.

Araç Kullanma:
Normal seyreden bir hasta ameliyattan sonra 4-5 gün içinde araç kullanabilir. Bununla birlikte, herkesin ağrı eşiği farklıdır. Eğer hasta kendini rahat hissediyorsa kullanmalı, aksi halde ertelemelidir.

Pansumanlar:
Hastalar ameliyattan 48 saat sonra pansumanlarının üst tabakasını çıkarmalıdır. Bu, kesinin üzerinde gazlı bez ve plastik bir kaplama içerir. Yaranın üzerindeki steristrip denilen ince bandlar yerinde bırakılmalıdır. Bunlar bir hafta sonra çıkarılabilir. Fakat alttaki dikiş materyallerine herhangi bir müdahalede bulunmayınız. Çoğu zaman emilebilir dikişler kullanılmıştır ve alınmaları gerekmez.

Banyo:
Ameliyattan 48 saat sonra üst pansumanın çıkarılmasını takiben su ve sabun kullanılarak banyo yapılabilir. Steri-striplerin ıslanması sorun değildir. 3. Haftaya kadar dikişlerin çok suda kalmamasına dikkat edilmelidir. Benzer şekilde, hastalar ameliyattan sonraki birkaç hafta yüzmeye gitmemelidir.

Diyet:
Gastrik sleeve ameliyatından sonra hasta 7 gün berrak sıvı diyet almalıdır. Bu dönemde yumuşak veya katı gıdaların alınması stapler hattının açılmasına ve batın içine kaçağa neden olabilir. Aynı şekilde ameliyattan 1 ay sonrasına kadar gazlı içeceklerden kesinlikle kaçınılmalıdır. Kramplara ve ishale neden olabileceğinden konsantre meyve suları ve şekerli sıvılardan kaçınılmalıdır.

Tüp Mide Sonrası

İlk Kontrol

Ameliyattan 1 hafta sonra 05524131143 nolu telefonu arayarak randevu alınız. Bu randevuda durumunuz kontrol edilecek ve dikişlerinizin iyileşmesi gözlenecektir.

2-4 HAFTA

İlaçlar:
Daha önce kullanılan tüm ilaçlar normal olarak alınmalıdır. Tansiyon ilaçları tansiyon takibine göre yeniden ayarlanabilir. Diabet ilaçları yarım doz alınmalı ve uygun doz ayarlaması için varsa endokrinoloğunuzla görüşmelisiniz. Tiroid ilaçları kullanıyorsanız, kilo kaybıyla beraber doz ayarlaması gerekebilecektir. Takibinde olduğunuz endokrinolog yoksa İstanbul Bariatric Center ekibi size destek olacaktır.

Aktivite:
Hastanın aktivite seviyesi kademeli olarak arttırılmalıdır. 3. Haftadan sonra ağırlık kaldırma ve germe egzersizleri dahil tüm egzersizlere izin verilir. Hasta yeterince konforlu hissettiği anda normal seksüel aktiviteye izin verilir.

İşe Dönüş:
Masa başı veya sedanter bir işi olanlar ameliyattan sonra 7-10 gün içerisinde işlerine dönebilirler. Ağır işi olanlarda kısıtlama ameliyattan sonraki 3. Haftaya kadar sürer. 7 günden sonra işe dönenler de karın duvarını zorlayacak hareketlerden kaçınmalıdır.

Diyet:

Mide küçültme ameliyatından sonra AŞIRI MİKTARDA YEMEMEK KESİNLİKLE ZORUNLUDUR! Ameliyat sonrası erken dönemde (ilk 6 hafta), midenin büyük bölümünün çıkarıldığı stapler hattı boyunca, stapler hattı yırtılması ve kaçak riski bulunmaktadır.

Sleeve ameliyatından sonraki 7 gün ile 1 ay arasında hastalara düşük kalorili yumuşak diyet önerilir. Gıdaların genellikle çatalla ezilebilecek kıvamda olması ve yağdan, şekerden fakir olması önerilir.

Vitaminler:
Zorunlu olmamakla birlikte ameliyattan sonra folik asit içeren bir multivitamin tableti kullanılabilir.

Aylık Kontrol

Ameliyattan sonraki 1. Ayda kontrol randevusu alınız. Kontrolden birkaç gün önce bazı kan testleri yaptırmanız gerekebilir. Bunlar kan sayımı, elektrolitler, protein seviyeleri, kalsiyum, demir, vitamin B12, vitamin B1 ve folik asit düzeyleridir.

1 AYDAN SONRA

Aktivite:
İsteğe göre ayarlanabilir.

Diyet:
Hasta düşük yağ-düşük şekerli diyete devam etmelidir. Neredeyse tüm gıda grupları serbesttir. Yüksek yağ içerikli veya konsantre şeker içeren gıdalardan kaçınılmalıdır. Bu dönemde diyet gazlı içeceklere kısmen izin verilebilir.

Vitaminler:
Multivitaminlere devam edilebilir.

Kontroller
3 ay
6 ay
12 ay
ve sonrasında yılda bir devam etmelidir.

Her vizitte yukarıda bahsedilen kan testleri yapılmalıdır. Mide küçültme operasyonunuza bağlı olduğunu düşündüğünüz herhangi bir anormal yakınmada acilen doktorunuza ulaşınız. Tüp mide ameliyatı sonrası olası komplikasyonlar hakkında bilgi edinmeyi unutmayınız.

Tüp Mide Ameliyatı Sonrası Pratik Beslenme Önerileri

Gastrik Sleeve Rezeksiyon operasyonu yüksek kardiyopulmoner riskli hastalar için intestinal bypass operasyonlarının ilk aşamasıdır. Pek çok hasta da tek başına tüp mide ameliyatından fayda görmektedir. Yeme alışkanlıkları ile ilgili 6 çok önemli kural vardır:

1. Sadece küçük miktarlarda yiyiniz: Midenizin kapasitesi değişmiştir. Bu nedenle alınan gıda miktarı da değişmelidir. Elbette doğru zamanda yemeyi kesmek her zaman kolay olmamaktadır. Dolayısı ile mutlaka küçük öğünlere alışılmalıdır. Örneğin, kahvaltı için bir yumurta, öğle yemeği için küçük bir parça balık ve akşam iki-üç köfte, biraz yoğurt yeterlidir.

2. Çok iyi çiğneyiniz ve ancak iyice öğütülmüş lokmaları yutunuz: Çiğnemek için daha fazla efor harcamalısınız. Buna rağmen her gıdayı çok iyi çiğnemek mümkün olmayabilir. Uygun olmayan gıdalardan kaçınınız.

3. Asla sıvıları katı gıdalarla aynı anda almayınız: Midenin azalmış kapasitesi sıvılarla katıların aynı anda alınmasına izin vermeyecektir. İstenen günde 2-3 litre içecek alınmasıdır. Bu sıvının öğünler arasında veya öncesinde alınması önerilir.

4. Yedikten hemen sonra uzanmayınız veya yatmayınız: Yatay pozisyon refü olasılığını arttırır. Gıda daha fazla süreyle mide önünde kalır ve bu da çok rahatsız edici mukus üretimine yol açar.

5. Günde 5 öğün yiyiniz: Bu çok önemlidir, çünkü eğer günde sadece 2-3 öğün yerseniz yeterli çeşitlilikte gıda almanız mümün değildir. Dolayısı ile, ancak küçük miktarlarda yiyebildiğinizden, yeterince protein, mineral ve vitamin alamayacaksınızdır. Ek olarak, günde 5 öğün yediğinizde yeni yeme alışkanlıklarınızı unutmanıza yol açacak ani açlık ataklarından da korunmuş olursunuz.

6. Kalorisi yüksek sıvı gıdalardan kaçınınız: Tecrübelere göre, çoğu insan kalorilerinin çoğunu sıvı gıdalardan, sıcak çikolata, milk shake gibi içeceklerden almaktadır. Bu, ameliyat sonrası için de geçerlidir. O nedenle yüksek kalorili içeceklerden kaçınınız. Tercih edilecek içecekler çay, kahve, dilue edilmiş meyve veya sebze suları, yapay tatlandırıcılı hafif içecekler ve gazsız mineral içecekleri olmalıdır.

Ameliyat Sonrası Sağlıklı Beslenme

Tüp Mide Ameliyatından Sonra Uygulanacak Diyet Nasıl Olmalı?

Hastalar ameliyattan bir yıl kadar sonra küçük miktarlarda olmak kaydı ile her zamanki beslenme tarzlarına dönebilmekle birlikte, yine de üzerinde durulması gereken bazı kısıtlamalar vardır. Bu yazıda bunları bulacaksınız.

Vertikal sleeve gastrektomi olarak da adlandırılan tüp mide ameliyatı, morbid obezite düzeyinde kilo sorunu olan hastalar için uygulanan bir obezite ameliyatıdır. Bu ameliyatta midenin %80’e yakın bölümü cerrahi olarak çıkarılır. Böylece tek bir öğünde alınabilen gıda miktarı anlamlı derecede azaltılır. Midenin şekli büyük ve yuvarlak bir torbadan, ince bir tüp şekline çevrilir. Mide hacmi küçüldüğü için hasta sadece küçük miktarda gıda ile doyma ve şişkinlik hissi almaktadır.

Ayrıca, bu cerrahi yöntemle hastanın açlık hissini etkileyen bazı hormonal değişiklikler de meydana gelmektedir. Ağır diyetler ve diğer sağlıksız ve kalıcı olmayan kilo verme yöntemlerine göre, bu metodda besin emilim bozukluğu veya barsak sisteminin devamlılığında bir değişiklik olmamaktadır. Bununla birlikte, bu ameliyatı takiben özellikle yeme alışkanlıkları ve egzersiz gibi çeşitli yaşam tarzı değişikliklerinin yapılması da zorunludur.

Bazı cerrahlar ameliyattan sonra hastalarına özel bir mide küçültme diyeti önerirler. Hastalardan yağ oranı düşük beslenmeleri ve kızartmalardan kaçınmaları istenir. Ayrıca rafine şeker tüketmemeleri ve yerine başka şeyler koymaları istenir. Gazlı içeceklerden uzak durulması ve alkolden kesinlikle kaçınılması da ameliyat öncesi önerilerdendir.

Ameliyat yapıldıktan sonra, hasta mide hacminin çok azalmış olduğunu aklından çıkarmamalıdır. Spesifik bir mide küçültme ameliyatı sonrası diyeti olmasa da, hiçbir zaman eskisi kadar çok yiyemeyeceğini bilmelidir. Cerrahi sonrası erken dönemde obezite cerrahisi diyet kısıtlamaları hakkında bilgi edinilmelidir.

Egzersiz

Ameliyattan Sonra Tüp Mide Diyeti

Ameliyattan Hemen Sonra

Mide küçültme ameliyatından sonra en az bir hafta süreyle berrak sıvı-düşük şeker diyetinde olunacaktır. Su, çay, meyve çayları, et suyuna çorba tüketilebilir.

Ameliyattan Bir Hafta Sonra

Hastanın halen yumuşak veya katı gıda almasına izin verilmez. Katı gıdalar ameliyat sonrası stapler hattının açılmasına ve kaçağa neden olabilirler. Aynı şekilde sıvı gıdalar, düşük kalorili ve az yağlı çorbalar, jöleler, protein içecekleri alınabilir. Biz bu dönemde Ensure (Abbott) gibi cerrahi beslenme destekleri öneriyoruz. Alınan sıvı gıdaların düşük kalorili ve yağsız olmasına dikkat edilmelidir.

Ameliyattan 2-4 hafta sonra

Stapler hattında ayrışma riskine bağlı olarak hastalar sadece püre gıdalar almalıdır. Fazla gıda alımı ağrı ve kusmaya neden olabilir. Püre haline getirilmiş et, patates ve her türlü meyve püresi tüketilebilir. Yine düşük kalorili ve yağsız olmalarına dikkat edilmelidir. Karbonatlı içeceklerin tüketilmesi ameliyattan sonra kesinlikle yasaktır. İşlenmiş şeker, konsantre meyve suyu gibi gıdalardan da kaçınılmalıdır.

Ameliyattan 4-5 hafta sonra

Artık yumuşak gıdalara geçilebilir. Peynirler, blenderdan geçirilmiş iyi pişmiş sebzeler, proteinli gıdalar alınabilir. Öğünler arasında en az 4-5 saat olmalı ve her bir öğün minimum 30 dakikada tüketilmelidir.

Ameliyattan 4 ay sonra
Hasta yavaş yavaş ve düzenli olarak normal bir diyete geçebilir. Etler, yumurta, sebzeler ve baklagiller tüketilebilir. Ancak pirinç, makarna, ekmek gibi gıdalar 6. aya kadar tolere edilemeyebilir ve başlanması tarafımızca istenmeyen gıdalardır.

Ameliyattan sonraki ilk 2 yıl boyunca diyet 600-800 kaloride kısıtlanmalıdır. İlk yıl fazla kilonun büyük bölümü verilecektir. Yeterli miktarda kilo kaybı gözlendikten sonra kalori alımı 1000-1200 kaloriye çıkarılabilir. Mide küçültme ameliyatından sonra diyet kişinin tolerans düzeyine göre farklılıklar gösterebilir. Buna göre bazı gıdaların eklenmesi veya çıkarılması mümkündür. Ameliyattan önce ve sonra hasta belli miktarlarda düzenli egzersiz düzenine hazır olmalıdır. Bu, beklenmesi gereken kilo kaybını arttırır ve tekrar kilo almayı engeller.

Mide küçültme işlemi geçiren hastalar hayatları boyunca küçük miktarlarda gıda alabilirler. Ayrıca lokmaları çok iyi çiğnemeleri ve yutmadan önce tamamen sıvı hale getirmeleri gerekir. Mide küçültme ameliyatı sonrası diyet, özel olarak bazı gıdaların yasaklanmasını gerektirmez. Sadece yüksek kalorili ve karbonatlı içeceklerden kaçınmak zorunludur. Genellikle bu hastalar gıdalarla sıvıları da birlikte alamazlar. O nedenle, sıvı tüketiminin öğünler arasında olmasına dikkat edilmelidir.

Tüp mide ameliyatı sonrası kaçınılması gerekenler


Tüp Mide (Laparoskopik Sleeve Gastrektomi) Ameliyatının En Korkulan Komplikasyonları

Tüp mide ameliyatı ya da vertikal sleeve gastrektomi olarak da bilinen mide küçültme ameliyatı, vücut kitle indeksi 40 ve üzerinde olan morbid obez hastalarda uygulanan bir obezite ameliyatı türüdür. Bu ameliyat midenin büyük bölümünün çıkarılmasını içeren ciddi ve geri dönüşsüz bir ameliyattır. Ameliyattan sonra ortaya çıkabilecek ve bir kısmı bilinmeyen bazı komplikasyonlar vardır.

Tüp mide ameliyatı, midenin büyük kurvatura denilen kısmının stapler adı verilen bir tür otomatik zımba aleti yardımıyla kesilerek çıkarılmasından ibarettir. Bu sayede mide hacmi ciddi oranda azaltılır ve dar bir tüp şekline getirilir. Kısıtlayıcı ameliyatlar grubu içinde oldukça etkili kilo kaybı sağlayan yöntemlerdendir. Laparoskopik yapıldığı için ağrı azdır ve 4-5 adet minik kesi izi dışında büyük bir yara oluşmaz.

Mide Küçültme Ameliyatının Olası Komplikasyonları

Kaçak: 

Bu ameliyatta kesilip çıkarılan dokudan kalan mide, staplerler yardımı ile kapatılır. İçi boş bir organın bu şekilde dikilmesi basınç artımı ile ilişkili olarak kanama veya stapler hattından kaçak gibi problemlere yol açabilir. % 1-2 gibi bir oranda görülen kaçaklar, bazen az miktarda olup, ağızdan beslenmenin kesilmesi ve damar yolu ile beslenme tedavisi sayesinde kapanabilir. Bazen girişimsel radyoloji laboratuarında batına bir dren konulması gerekebilir. Bazı durumlarda endoskopik stend yerleştirilmesi kapanmayı kolaylaştırabilir. En kötü ihtimalle de hastanın tekrar ameliyat edilmesi ve stapler hattının onarılması gerekebilir. Ameliyatsız tedavi yöntemleri çok uzun sürebilen ve sabır gerektiren metodlardır.

Gastroözofageal reflü: 

Mide içeriğinin yemek borusuna geri kaçmasıdır. Asitler ve mide salgıları yemek borusunda irritasyona yol açar. Bu da heartburn olarak bilinen, göğüs duvarı arkasında yanma ile karakterize, bazen çok rahatsız edici olabilen yakınmaya neden olur. İlaç tedavisi ile hafifleyen reflü, genellikle mide şeklinin değişmesi ile ilişkilidir.

Gastrik fistül: 

İçi boş, düzensiz ve tüp şeklindeki kalan mideden karın duvarına bir sızıntı hattı oluşmasıdır. Bu durum diğer pek çok sindirim sistemi ameliyatı gibi, mide küçültme ameliyatından sonra da oluşabilir. Bu durumun tedavisinde de önce ameliyatsız yöntemler denenmekle birlikte, ikinci bir ameliyat gerekli olabilir.

Stoma darlığı:

Mide küçültme ameliyatı geçişte darlığa neden olabilir. Stoma, mide ile bağırsaklar arasındaki geçişi tarif eden bir terimdir. Bu durumu düzeltmek için ikinci bir ameliyat gerekebilir. Öncesinde ise ağız yolu ile ilerletilen bir dilatatörle geçiş açılmaya çalışılabilir.

Ameliyat yeri fıtıkları: 

Vakaların %15’inde yara yeri fıtıkları gelişebilir. Laparoskopik ameliyatlarda bu risk son derece düşüktür. Karın dışına oluşan bu şişliklerin tedavisi ikinci ameliyatı gerektirir.

Vitamin ve mineral emilim bozukluğu: 

Mide küçültme ameliyatının uzun vadeli bir komplikasyonu da vitamin-mineral emilim bozukluklarıdır. Bu durum ciddi eksikliklere neden olabilir. Demir eksikliği kansızlığa neden olurken, B12 eksiklikleri nörolojik hastalıklara yol açabilir. Fosfat, kalsiyum ve oksalatların emilimindeki bozukluklar böbrek taşı oluşumuna neden olabilir. Benzer şekilde vitamin D emilim bozuklukları da çeşitli kemik hastalıklarına yol açabilir.

Diğer Olası Komplikasyonlar:

  • En sık görülen komplikasyonlar mikrobik enfeksiyonlardır.
  • En ciddi komplikasyonlardan biri derin ven trombozudur.
  • Saç dökülmesi
  • Saçlarda incelme
  • Duygu durum bozuklukları
  • Genel bitkinlik, halsizlik
  • Cilt kuruluğu
  • Sleeve dilatasyonuna bağlı olarak gıda alım kapasitesinin artması

Bu komplikasyonlar içinde en tehlikelileri olan derin ven trombozu ve emboliden korunmak için, hastalar ameliyat sonrası erken dönemde yürümelidirler. Cerrahi sonrası gelişebilecek komplikasyonlar üst düzey medikal yaklaşım ve bakım gerektirir. Ameliyatı takiben yaşanan sorunların ciddiye alınması ve kendi başına çözülmeye çalışılmaması hayati önem taşır. Komplikasyonların önlenmesinde tek etkili yöntem ise cerrahınızın tedavi ve önerilerine sıkı sıkıya bağlı kalmaktır.

Referanslar

1-Gagner M, Rogula T.Laparoscopic reoperative sleeve gastrectomy for poor weight loss after biliopancreatic diversion with duodenal switch.
Obes Surg. 2003 Aug;13(4):649-54.
2-Kriwanek S, Schermann M, Ali Abdullah S, Roka R.Band slippage–a potentially life-threatening complication after laparoscopic adjustable gastric banding.
Obes Surg. 2005 Jan;15(1):133-6.
3-Johnston D, Dachtler J, Sue-Ling HM, King RF, Martin G. The Magenstrasse and Mill operation for morbid obesity.
Obes Surg. 2003 Feb;13(1):10-6.
4-Carmichael AR, Sue-Ling HM, Johnston D. Quality of life after the Magenstrasse and Mill procedure for morbid obesity.
Obes Surg. 2001 Dec;11(6):708-15.

Arayın
Bilgi Alın
Whatsapp