Obezite Cerrahisi Sonrası Reflü Oluşumu
Yayın Tarihi: 10/02/2019 Bu yazı “reflü” yazı serisinin bir parçasıdır. Reflüye dair daha kapsamlı bilgi sahibi olmanız için aşağıdaki yazılarımız okumanızı tavsiye ederiz:
1. Reflüye Dair Bilmeniz Gereken Her Şey
2. Reflü Tedavisi Nasıldır? Ameliyat Ne Zaman Gerekir?
Reflü yakınması obezite cerrahisinden sonra en önemli problemlerden biridir. Obezite cerrahisi geçirmiş hastalar acil servise ciddi epigastrik ağrı, göğüste yakıcı bir ağrı veya göğüs ağrısı ile başvurabilirler. Şiddetli gastroözofageal yanma % 47 gibi yüksek bir oranda görülebilir. Bu durum sıklıkla obezite cerrahisinden önce atlanan bir reflü hastalığına bağlıdır. Eğer ameliyat sırasında sol hiatal kurusun tam disseksiyonu yapılmazsa, eşlik eden bir hiatus hernisinin (mide fıtığı) atlanması da son derece kolaydır.
Pek çok çalışmada, mide bandı ameliyatından sonra reflü belirtilerinde düzelme ve erken vadede reflüden koruyucu etki gözlenmiştir. Bununla birlikte, daha uzun takiplerde hastaların % 15’inde yeni başlayan relü semptomları ve % 22.9’unda özofajit bildirilmiştir. Mide kelepçesinden sonra yeni başlayan reflü belirtileri basitçe fazla sıkılmış bir banda veya kayma, outlet tıkanıklığı gibi bir band komplikasyonuna işaret edebilir.
Band ameliyatı sonrası reflü şikayetleri özofagus yıkanmasını azaltanve sindirilmemiş gıdanın duraklamasına ve asid materyalin reflüsüne yol açan ve pseudoakalazya (yalancı akalazya)denen duruma da bağlı olabilir. Özofagusun motilitesi sıkı veya yüksek yerleştirilmiş banda bağlı olarak bozulmuştur. Göğüste yanma, regüsjitasyon, kusma, yutma güçlüğü özellikle de proksimal poş dilate olduysa çok şiddetli olabilir ve acil bir duruma dönüşebilir. Pseudoakalazya ve özofagus dismotilitesi sıklıkla bandın çıkarılmasından sonra tamamen geri döner. Bandın boşaltılması da belirtilerde hızlı düzelmeye yol açar.
Tüp Mide Ameliyatından Sonra Reflü Oluşur mu?
Gastrointestinal fizyoloji laparoskopik sleeve gastrektomi (tüp mide) ameliyatlarından sonra daha dramatik olarak değişir. Mide fundusunun ve gövdesinin çıkarılması gastrik uyum ve asit sekresyonunu etkiler. Bu anatomik ve fizyolojik değişiklikler reflü hastalığı için arttırıcı ve koruyucu faktörler arasında yeni bir denge oluşturur.
Ameliyat sırasında hiatal herni için agressif disseksiyon ve hiatal defektin kapatılması çok önemlidir. Sleeve gastrektomi sonrası reflü semptomlarının ortaya çıkması genellikle ilk postoperatif yılda olur. Reflünün ikinci piki daha geç dönemde (ameliyat sonrası 6 yıl) olabilir ve neofundus oluşumuna bağlı olabilir. Bu da çoğunlukla ilk operasyonda fundusun tam olmayan rezeksiyonundan kaynaklanır.
Alttaki paylaşımından da göreceğiniz gibi, Laparoskopik tüp mide ameliyatının mucidi olan sevgili dostum Michel Gagner reflünün tüm diğer obezite ameliyatlarından sonra da görülebileceğini söyleyerek, “sadece sleeve gastrektomiyi suçlamayı bırakın” diyor.
Sleeve gastrektomiden sonra yeni başlayan gastroözofageal reflü belirtileri olan hastalarda proton pompa inhibitörü ilaçlar tedavinin ilk basamağıdır. Mümkün olduğunda hasta bariatrik merkeze sevkedilmelidir. Gastrik bypass ameliyat öncesinde reflü saptanan hastalarda en iyi bariatrik seçenek gibi değerlendirilir. Bununla birlikte, gastrik bypasstan sonra kronik epigastrik ağrının bir sebebinin safra reflüsü olduğu bildirilmiştir. Fakat bu hastalardaki yutma güçlüğü ve ağrılı yutma sıklıkla mide poşunun bozulmuş boşalmasıyla bağlantılıdır. Bazı hastalar beslenme bacağından gıdanın hızlı boşalmasına bağlı olarak geçici Dumping semptomlarından yakınırlar. Bazen de Dumping benzeri belirtiler ve disfaji birlikte görülür.