Aşırı Kilo Depresyon Riskini Arttırıyor!

Yayın Tarihi: 27/09/2019

Sadece 10 kilo aşırı kilo taşımanız depresyon riskini % 17 arttırıyor ve fazla yağ miktarı arttıkça depresyon geliştirme olasılığı da yükseliyor. Bu bulgular Danimarka Aarhus Üniversite Hastanesi’nden bir çalışmanın sonuçları.

Yağın Nerede Toplandığı Depresyon Riskini Etkilemiyor!

Çalışmada yağın ücudun neresinde toplandığının depresyon riskinde fark yaratmadığı da belirlendi. Bunun, artmış depresyon riskinin doğrudan yağın biolojik etkisi değil, fazla kilolu ya da obez olmanın psikolojik sonucu olduğuna işaret ettiği düşünülüyor. Tersi doğru olsaydı, biolojik olarak en yıkıcı olan santral yağ depolanması durumunda depresyon riskinin en fazla olması gerekirdi. 

aşırı kilo depresyon riski

Daha önceki çalışmalar obeziteyi ölçmekte vücut kitle indeksini baz alıyor, ancak yağ-kas oranını dikkate almıyordu. Doğrudan yağ oranına odaklanan çalışma Translational Psychiatry dergisinde yayınlandı. 

Aşırı Kilo Ölçümünde BMI Tek Başına Yetersiz, Yağ Oranı da Önemli

Araştırmacılar BMI’ın fazla kilo veya obeziteyi ölçmek için uygun olmayan bir yol olduğunu düşünüyor. Bir çok elit atletin BMI değeri 25’in üzerindedir. Buna göre fazla kilolu grubunda yer alırlar. Ancak ağırlığın büyük kısmı kas dokusudur. Bu çalışmada araştırmacılar iki genetik veri setinden (UK Biobank ve Psychiatric Genomics Consortium) genetik değişkenlerle fiziksel ölçümler ve genetik değişkenlerle depresyon arasındaki ilişkiyi incelediler. Her iki veritabanı neredeyse yarım milyon kişiye ait verileri içeriyor.

Dünyanın yetişkin populasyonunun neredeyse % 40’ının fazla kilolu olduğu düşünülürse, çalışmanın önemi ortaya çıkacaktır. Obezitenin diyabet ve kalp hastalıkları gibi fiziksel sonuçları çok iyi bilinmektedir. Bu çalışma ile psikolojik etkileri de net olarak kanıtlanmıştır. Obezitenin yol açtığı negatif beden algısı ve düşük öz güven depresyon riskini arttıran başlıca faktörlerdir. Bu nedenle obeziteyle savaşta obezlerin ayrımcılığa uğramasına ve tacizine karşı da mücadele edilmelidir. 

Antidepresan veya Psikyatrik İlaç Kullanımına Rağmen Kilo Kaybı Sağlanabilir!

Kanadalı araştırmacıların çalışmasına göre, antidepresan ve/veya antipsikotik ilaç alan kişiler, kilo kontrol programlarına katıldıklarında ilaçlarını alıp almamalarına bağlı olmaksızın kilo kaybı sağlayabilirler. Araştırma, bu ilaçları kullanan kişilerin kilo verme sonuçlarını inceleyen ilk çalışma oldu.

Çalışmanın sonuçları hem aşırı kilosu, hem de mental rahatsızlıkları olanlar için umut verici. Mental problemleri olanlarda obezite riskinin artmış olduğu bilinmektedir. Ayrıca mental hastalıkları tedavi etmekte kullanılan bir çok ilaç da kilo alımına neden olabilmektedir. Ancak bu çalışmaya kadar, bu ilaçları kullanmanın kişilere kilo kaybı açısından dezavantaj oluşturup oluşturmadığı bilinmiyordu.

Antidepresan kilo aldırır mı?

Makale Obesity dergisinde yayınlandı. Kanada Wharton Medical Clinic kilo kaybı programına katılan 17.519 hastanın verileri incelendi. BMI değeri 27 ve üstünde olup, en az bir yandaş hastalığı olanlar ve 30’un üstünde olanların verileri değerlendirmeye alındı. Veriler 2008 ile 2017 arasından derlendi. Kilo kaybı ve mental hastalıklara yatkınlık açısından bilinen cinsiyet farklılıkları nedeniyle araştırmacılar kadın ve erkek hastaların analizlerini ayrı ele aldı.

Psikyatrik ilaç kullanan gruptaki mutlak ve yüzde kilo değişimi ve kilo geri alım potansiyeli araştırıldı. Katılımcılar antidepressan alanlar, antipsikotik alanlar, her ikisini alanlar ve hiçbirini almayanlar olarak gruplandırıldı. Aynı zamanda kilo alımına etkisi bilinen ilaçları alanlar ve nötr etkili ilaç alanlar ayrıca incelendi.

Anridepresan Kullansanız da Kilo Verebilirsiniz!

Başlangıç boy ve kilo değerleri alındıktan sonra aylık olarak bariatrik eğitmenler tarafından diyet ve fiziksel aktivite önerileri uygulamaya geçirildi. Hastaların en az % 23’ü en az bir psikyatrik ilaç alıyordu. Erkek hastalar hangi tür psikyatrik ilaç aldıklarına bakılmaksızın anlamlı kilo kaybı sağladı. Sadece antidepresan alanlar, hem antidepresan, hem antipsikotik alanlardan ve hiç ilaç almayanlardan hafifçe daha az kilo verdi.

Kadınlarsa psikyatrik ilaç alıp almamalarına bakılmaksızın benzer miktarda kilo verdiler. Yine hem erkek, hem kadınlar kullandıkları ilaçların kilo aldırma potansiyelinden bağımsız olarak anlamlı miktarda kilo kaybettiler. Dolayısıyla, antidepresan ve antipsikotik ilaç kullanımının kilo kaybına negatif etkisi olmadığı gösterilmiş oldu.

Tüp Mide Ameliyatı Depresyonlu Hastalarda Belirtileri Düzeltiyor!

Laparoskopik sleeve gastrektomi depresyondan muzdarip kişilerde kilo kaybı sağlamak için etkili bir ameliyattır. İsrail Assuta Tıp Merkezi’nde yapılan çalışmada, tüp mide ameliyatının aile ilişkilerinde ve öz saygıda düzelmeler sağladığı, kilo kaybına bağlı olarak daha yüksek bir tatmin indeksi sunduğu ortaya kondu.

PLOSOne dergisinde yayınlanan çalışmada, araştırmacılar depresyondan muzdarip 300 hasta üzerinde tüp mide ameliyatının etkilerini araştırarak, depresyonda olmayan grupla karşılaştırdılar. Çalışma takipten çıkanlar hariç 253 hasta üzerinde tamamlandı. Depressif hastalıklar kişinin duygu durumunun düşük olduğu, aktivitenin azaldığı, kişinin düşüncelerini olduğu kadar davranışlarını, eğilimlerini ve iyi hissetme halini etkileyen hastalıklardır. Ağır depresyon ise iki haftadan uzun süreyle ve günlük aktiviteleri etkileyecek şekilde depresse duygu durumu ve ilgi-istek kaybıdır.

Depressif hastalıklar erkek hastalarda daha fazla görüldü. (% 43’e % 31.5) Ağır depresyon grubunda 41 hasta seretonin geri alım inhibitörleri ilaçlarla tedavi görüyordu. 37 hasta diyabetten muzdaripti. 63 hastada hipertansiyon, 151 hastada ise hiperlipidemi vardı. 106 depressif hastadan 25’i ağır depresyon hastasıydı.

Ameliyattan önce hastaların 62’si bekar, 208’i evli, 27’si boşanmış ve üçü duldu. Depresyon grubunda hastaların % 16’sı bekarken, depresyonu olmayanların % 23’ü bekardı. Hastaların 25’i (% 9.88) ameliyatlarını başarılı olarak değerlendirecek düzeyde başarılı kilo veremedi. (Fazla kilonun % 25’inden azını verdiler) 228 hasta ise ameliyattan 3 yıl sonra başarılı kilo vermiş grupta yer alıyordu. Başarısız kilo kaybı depresyonla bağlantılı bulunmadı. Depresyon grubunda ortalama BMI kaybı 12, depresyon olmayan grupta 13 idi.

Kadınlar erkeklerden daha fazla kilo verdiler, ancak fark anlamlı değildi. Bekar hastalar boşanmış olanlardan daha fazla kilo verdiler. Her iki grup ta evlilerden daha fazla kilo verdi. Yandaş hastalıkların düzelmesi konusunda da her iki grup arasında farklılık bulunmadı.

Tüp Mide Ameliyatı Yaşam Kalitesini Yükseltiyor

Depresyon grubundakilerde ameliyattan 3 yıl sonra 94 hasta (% 88.7) iyi hissettiklerini, daha olumlu olduklarını ve ameliyatın hayatlarına kattığı pozitif değişikliklerden memnun olduklarını bildirdi. Sadece 8 hasta (% 7.5) durumlarında değişiklik olmadığını ve hala depressif halde olduklarını bildirdi. 4 kişi ise depressif durumlarının daha kötüleştiğini ve sonuçlardan memnun olmadığını bildirdi.

Tüp mide depresyonu düzeltiyor

Sonuç olarak, tüp mide ameliyatının anlamlı miktarda kilo kaybı sağladığını, benlik algısında düzelmeler sağladığını, anksiyeteyi azalttığını, seksüel fonksiyonlarda iyileşme sunduğunu ve genel olarak yaşam kalitesini yükselttiğini söylemek mümkündür.

Kaynaklar:

1-https://www.nature.com/articles/s41398-019-0516-4

2-https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/31441235

3-https://journals.plos.org/plosone/article?id=10.1371/journal.pone.0221576

Yazar: Op Dr Murat Üstün

Dr. Murat Üstün is the Lead Bariatric Surgeon at IBC - Istanbul Bariatric Center. Dr Murat Üstün has made a commitment to every patient's well-being and safety, a goal that is also pursued by our staff and medical professionals that are at your service, this is part of the excellence equation. Dr Murat Üstün and the Istanbul Bariatric Center team perform medical procedures, including gastric bypass, sleeve gastrectomy, adjustable gastric band, and biliopancreatic diversion with duodenal switch. While performed differently, all of these procedures help patients lose weight by limiting how much food the stomach can hold as well as the patient’s absorption of nutrients. Surgeries are performed at a JCI accredited Hospital. The Joint Commission International works to improve safety at health care facilities domestically and globally. Accreditation ensures facilities are up to date, physicians are board-certified, plans for follow-up care are in place, risks of traveling after surgery are outlined, and more.

Tüm Yazıları →

Arayın
Bilgi Alın
Whatsapp