Diyet İçecekler Kilo Aldırır mı?

Yayın Tarihi: 13/12/2016

Diyet İçecekler Kilo Almaya ve Metabolik Sendroma Yol Açıyor

Yapay tatlandırıcılar gıdalardan ve içeceklerden kilo alma, diyabet ve metabolik sendroma yol açabilen aşırı şekeri uzaklaştırarak, tad hissini sunmak amacıyla üretilmişlerdir. Kalori almadan şeker tadı almak sanki her iki yönden de kazançlı olduğunuz bir ilişki hissi yaratmaktadır. Fakat vücudumuz son derece karmaşık bir metabolizmaya sahiptir ve özellikle uzun vadede basit kalori düşürme numaraları başarısız olmaya mahkumdur. Obezite oranları katlanarak artmaya devam etmektedir ve diyet soda hiçbir şekilde kilo vermenize yardımcı olmayacaktır.

Daha da şaşırtıcısı diyet soda tüketimi ile metabolik sendrom ve tip 2 diyabet ilişkisini gösteren kanıtların çıkmaya başlamasıdır. Dahası bir çalışmada düzenli olarak diyet içecekler tüketen bireylerin kalp krizi, inme gibi vasküler hastalıklara yakalanma riskinin arttığı gösterilmiştir. (1) Bu mantığa aykırı görünen sonuçlar özellikle de biolojimizin karışıklığını algılayamayanlar için tam bir sürpriz olmuştur.

Diyet Soda-Obezite İlişkisini Anlamak

Yeni bir çalışma (2) neden diyet sodanın beklendiği gibi kilo kaybına katkı yapmadığını göstermiştir. Araştırmacılar fareleri iki gruba ayırarak birine sadece su verirken, diğerine aspartamlı (diyet içeceklerde en çok bulunan yapay tatlandırıcı) su vermişlerdir. Sonuçta aspartam grubundaki fareler daha fazla kilo almış ve metabolik sendroma yakalanmışlardır.

Birçok başka çalışma da kilo alımının mekanizmalarını aydınlatmıştır. Aspartam vücutta fenilalanin denilen bir maddeye dönüşür. Fenilalanin barsakta alkalen fosfataz enzimiyle etkileşime girer. Bu faydalı enzim diyabet ve metabolik sendromdan korunmaya yardım eder. Araştırmacılar bir test tüpünde barsaktan izole edilen alkalen fosfataza diyet ve normal soda eklediklerinde, diyet soda eklenen tüpte faydalı enzim aktivitesinin anlamlı düzeyde düştüğünü göstermiştir. Daha sonra canlı farelerin barsağında aspartam etkisini incelediklerinde, farelere verilen aspartamın obezite ve metabolik sendromla savaşan bu yararlı enzimin aktivitesini azalttığını görmüşlerdir.

Bir başka güncel çalışmada (3) farelere piyasada mevcut çeşitli tatlandırıcılar (sakkarin, sukraloz, aspartam) verilmiş ve farelerde tip 2 diyabet öncülü olan glukoz intoleransı geliştiği gözlenmiştir. Yapılan testler barsak mikrobik florasının değiştiğine işaret etmiştir. Tatlandırıcıyla hasta edilen bu farelere geniş etkili antibiotik verildiğinde glukoz intoleransı düzelmiştir. Üstelik, bu farelerin gaitası normal farelere transfer edildiğinde onlarda da glukoz intoleransı gelişmiştir. Çarpıcı olansa, tatlandırıcıyla işlem görmüş farelerin barsaklarında baskın olan barsak bakterilerinin aynı zamanda tip 2 diyabetli hastaların barsağında baskın olan tür olmasıdır.

Araştırmacılar aynı zamanda 381 diabetik olmayan ve 0 kalori tatlandırıcı kullanan, glukoz intoleransı ve diğer metabolik sendrom belirtileri olan deneği incelemişlerdir. Bu grupta barsak florasındaki değişikliklerin tatlandırıcı verilen farelerle aynı olduğu gösterilmiştir. Son olarak, normalde tatlandırıcı kullanmayan 7 kişiye 7 gün boyunca önerilen maksimum dozda tatlandırıcı verilmiştir. Bu kadar kısa sürede bile 7 kişiden 4’ünde glukoz intoleransı gelişmiş ve barsak bakteri florası değişmiştir. Bu dört kişinin barsak bakterileri farelere transfer edildiğinde onlarda da glukoz toleransı geliştiği gözlenmiştir.

Diyet sodanın nasıl inanamayacağınız zararları olduğunu göstermek için bir örnek daha.. Barsaklarımızın iç yüzeyi hormon salgılayan hücrelerle kaplıdır. Bu hücreler gıdanın varlığı ve kompozisyonuna reaksiyon olarak GLP-1 (glukagona benzer peptid) , peptid YY ve kolesistokinin başta olmak üzere peptid hormonlar salgılarlar. Bu hormonlar beyne açlık-tokluk sinyalleri gönderir, ayrıca insülin sekresyonunu etkileyerek kan şekerini kontrol ederler. Yapay tatlandırıcılar gerçek gıdaların aksine bu hormonları etkilemezler.

İnsanlığın son dekadlardaki hızlı gelişmesi yediğimiz gıdaları doğal olanlar yerine birçok kimyasal işlemden geçmiş ve barsaklarımızdaki hormon ve mikrobiyota dengesini allak bullak eden yapay yiyecek ve içeceklerle değiştirmemize yol açmıştır. Bunun sonucunda gelinen nokta ortadadır: obezite, metabolik sendrom ve Tip 2 diyabet durdurulamayan bir ivmeyle artmaktadır. Nedenlerini net şekilde ortaya koyan bu bilimsel verilere rağmen bu salgını durduramazsak, yeryüzünde ilk kez bir canlı türü kendi kendini imha edecektir.

1-http://www.nrcresearchpress.com/doi/10.1139/apnm-2016-0346#.WEcK3GVP94E

2- http://www.nature.com/nature/journal/vaop/ncurrent/full/nature13793.html

Yazar: Op Dr Murat Üstün

Dr. Murat Üstün is the Lead Bariatric Surgeon at IBC - Istanbul Bariatric Center. Dr Murat Üstün has made a commitment to every patient's well-being and safety, a goal that is also pursued by our staff and medical professionals that are at your service, this is part of the excellence equation. Dr Murat Üstün and the Istanbul Bariatric Center team perform medical procedures, including gastric bypass, sleeve gastrectomy, adjustable gastric band, and biliopancreatic diversion with duodenal switch. While performed differently, all of these procedures help patients lose weight by limiting how much food the stomach can hold as well as the patient’s absorption of nutrients. Surgeries are performed at a JCI accredited Hospital. The Joint Commission International works to improve safety at health care facilities domestically and globally. Accreditation ensures facilities are up to date, physicians are board-certified, plans for follow-up care are in place, risks of traveling after surgery are outlined, and more.

Tüm Yazıları →

Yorum bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Arayın
Bilgi Alın
Whatsapp